İyi de bu önyargı, "Başörtülü değil mi hepsi aynı, bunlar hep siyasi simge" diyen önyargıyla aynı değil mi? Siz bu söylemin mağdurları olduğunuz için orada olduğunuzun farkında değil misiniz? Demekki güç gerçekten böyle birşey. Sıradan insanlarla arada çok kuvvetli bir set olabiliyor. Bu seddin inşaatçıları da başbakanın etrafındaki dalkavuklar olsa gerek.
Medyaya sürekli emirler yağdıran, olaylar hakkındaki peşin hükümlü ve ben bilirim tavırlarının kendilerine yaramadığını, artık Akp'nin görmesi lazım. Hükümet demokrasinin kendisinin aleyhine işlediği durumlarda çok kötü bir sınav veriyor. Başbakanın, fakirin iftar sofrasından fildişi kulelere tırmanma yolculuğuna daha ne kadar devam edeceğini merak ediyorum.
Tüm bunların yanında Nur Serter'in çıkıp protesto ve düşünce özgürlüğünden bahsetmesi de ne komik. İkna odalarında demokrasi anlattı sanki. İstanbul üniversitesi önünde başörtüsü zorla çıkarılan, dövülen öğrencileri camdan seyrederken aklından neler geçiriyordu acaba. Ya da Nuray Bezirgan başörtü eyleminde coplanıp bebeğini düşürdüğünde neredeydi?
Süheyl Batum'un kendisine yapılan eyleme faşizanca deyip, Habertürk'te sırf iktidarla aynı söylemde olmamak için "yok o kadar da faşizanca değil" diye kıvırmasıyla da siyasetten bir kez daha midem bulandı. Allahtan Devlet Bahçeli arada çıkıp Calculus anlatıyor da siyasete hala sempati duyuyorum.